KAPAK KONUSU - TEKEL DİRENİŞİ
TEKEL İşçilerinin Direnişi “Vatan Savunması”na Dönüştü!
Binlerce TEKEL işçisi özlük hakları için önce şehirlerde toplanıp seslerini duyurmaya çalıştı. Sonra 12 bin işçi Ankara’ya geldi. Eylemleri günlerce sürdü. Zaman zaman polisin PKK yandaşlarına yapmadığı kadar sert müdahalelerine maruz kaldılar, biber gaz, polis copu yediler.
Aralık ayının ortasından beri eylem yapan işçiler daha sonra Ankara’da ‘Ekmek, Barış, Özgürlük İçin Demokrasi ve Haklar’ mitinginde toplandı. AKP hükümetinin duyarsızlığı nedeniyle işçiler Ankara’da sıfırın altında soğuklarda açlık grevine başladılar.Tek Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Mecit Amaç, Türk-İş Genel Merkezi önünde yaptığı açıklamada, Tekel işçilerinin ilk günkü kadar kararlı olduklarını söyledi.Tekel çalışanlarının çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için bu eylemi yaptıklarını anlatan sayın Amaç, açlık grevini hiçbir zaman bir çözüm yolu olarak görmediklerini belirtti.
Amaç, “Tekel işçileri, açlık grevini siyasal iktidarın vurdumduymazlığı karşısında çaresizliğin çaresi olarak düşünüyor” dedi. Greve katılacak işçilere, toplantı salonuna girişlerinde siyah kurdele takıldı. Açlık grevi eylemine katılan işçilerden Abdurrahman Turaç, karısının kanser hastası olduğunu belirterek, “Ben ölüm orucuna başlıyorum” dedi.
Bu arada, açlık grevine başlayan işçilerin kefeni temsil eden beyaz önlükler giydikleri gözlendi.
Tekel işçileri:
„Bu mücadele bir VATAN SAVUNMASIDIR!“
Yurdumuzu parselleyip parselleyip satmak isteyen AKP iktidarına karşı, CUMHURİYET için, DAHA DEMOKRATİK VE LAİK TÜRKİYE için, VATANIN SAHİPSİZ OLMADIĞINI GÖSTERMEK için, YARINLARIMIZ
için, ÇOCUKLARIMIZ için, Türk Bayrağı altında, tüm baskı, müdahale, açlık ve soğuğa rağmen sürdürmektedirler.
Sendika yetkililerinin verdiği bilgiye göre, işçilerden 31 Ocak itibarıyla iş akdi feshedilen 8 bin 364’ünden sadece 28’i, 4/C sözleşmesini kabul etti. Türkel, özlük haklarıyla işçi statüsünde başka kamu kurumlarına gönderilmek istediklerini söyledi.Gittikleri yerdeki işçi ücretlerini kabul etmeye hazır olduklarını vurgulayan Türkel, “Biz, ‘işçilik dışında 4/c denilen köleliği görüşmüyoruz’ dedik. İşçilik hakkını bize İş Kanunu’nu, Sendikalar Kanunu’nu çıkaran parlamento vermiştir. Bizim elimizden bunu almak isteyenleri tanımıyoruz. Bizi köleliğe, 4/c’li çalışmaya mahkum etmeye güçleri yetmez” diye konuştu.
Türk-İş, Hak-İş, DİSK, Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve KESK yöneticileri, Türk-İş Genel Merkezi’nde bir araya gelerek daha önce aldıkları eylem kararını değerlendirdi. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, toplantının ardından yaptığı açıklamada, konfederasyonlar olarak, Tekel işçilerinin sorununun masa başında çözülmesi için diyalogdan yana olduklarını ifade etti.
Kendilerinin Tekel iş yerleri kapatıldığı için daha önceki örneklerde olduğu gibi buradaki işçilerin başka kamu kuruluşlarına geçirilmesini istediklerini dile getiren Kumlu, bu konuda hükümeti bir türlü ikna edemediklerini kaydetti.
Binlerce TEKEL işçisi özlük hakları için önce şehirlerde toplanıp seslerini duyurmaya çalıştı. Sonra 12 bin işçi Ankara’ya geldi. Eylemleri günlerce sürdü. Zaman zaman polisin PKK yandaşlarına yapmadığı kadar sert müdahalelerine maruz kaldılar, biber gaz, polis copu yediler.
Aralık ayının ortasından beri eylem yapan işçiler daha sonra Ankara’da ‘Ekmek, Barış, Özgürlük İçin Demokrasi ve Haklar’ mitinginde toplandı. AKP hükümetinin duyarsızlığı nedeniyle işçiler Ankara’da sıfırın altında soğuklarda açlık grevine başladılar.Tek Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Mecit Amaç, Türk-İş Genel Merkezi önünde yaptığı açıklamada, Tekel işçilerinin ilk günkü kadar kararlı olduklarını söyledi.Tekel çalışanlarının çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için bu eylemi yaptıklarını anlatan sayın Amaç, açlık grevini hiçbir zaman bir çözüm yolu olarak görmediklerini belirtti.
Amaç, “Tekel işçileri, açlık grevini siyasal iktidarın vurdumduymazlığı karşısında çaresizliğin çaresi olarak düşünüyor” dedi. Greve katılacak işçilere, toplantı salonuna girişlerinde siyah kurdele takıldı. Açlık grevi eylemine katılan işçilerden Abdurrahman Turaç, karısının kanser hastası olduğunu belirterek, “Ben ölüm orucuna başlıyorum” dedi.
Bu arada, açlık grevine başlayan işçilerin kefeni temsil eden beyaz önlükler giydikleri gözlendi.
Tekel işçileri:
„Bu mücadele bir VATAN SAVUNMASIDIR!“
Yurdumuzu parselleyip parselleyip satmak isteyen AKP iktidarına karşı, CUMHURİYET için, DAHA DEMOKRATİK VE LAİK TÜRKİYE için, VATANIN SAHİPSİZ OLMADIĞINI GÖSTERMEK için, YARINLARIMIZ
için, ÇOCUKLARIMIZ için, Türk Bayrağı altında, tüm baskı, müdahale, açlık ve soğuğa rağmen sürdürmektedirler.
Sendika yetkililerinin verdiği bilgiye göre, işçilerden 31 Ocak itibarıyla iş akdi feshedilen 8 bin 364’ünden sadece 28’i, 4/C sözleşmesini kabul etti. Türkel, özlük haklarıyla işçi statüsünde başka kamu kurumlarına gönderilmek istediklerini söyledi.Gittikleri yerdeki işçi ücretlerini kabul etmeye hazır olduklarını vurgulayan Türkel, “Biz, ‘işçilik dışında 4/c denilen köleliği görüşmüyoruz’ dedik. İşçilik hakkını bize İş Kanunu’nu, Sendikalar Kanunu’nu çıkaran parlamento vermiştir. Bizim elimizden bunu almak isteyenleri tanımıyoruz. Bizi köleliğe, 4/c’li çalışmaya mahkum etmeye güçleri yetmez” diye konuştu.
Türk-İş, Hak-İş, DİSK, Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve KESK yöneticileri, Türk-İş Genel Merkezi’nde bir araya gelerek daha önce aldıkları eylem kararını değerlendirdi. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, toplantının ardından yaptığı açıklamada, konfederasyonlar olarak, Tekel işçilerinin sorununun masa başında çözülmesi için diyalogdan yana olduklarını ifade etti.
Kendilerinin Tekel iş yerleri kapatıldığı için daha önceki örneklerde olduğu gibi buradaki işçilerin başka kamu kuruluşlarına geçirilmesini istediklerini dile getiren Kumlu, bu konuda hükümeti bir türlü ikna edemediklerini kaydetti.
AKP Hükümetinin TEKEL İşçilerine söyledikleri:
-„Tüyü bitmemiş yetimin hakkını bunlara yedirmem“ (Başbakan)
-„Bunlar yıllardır yan gelip yattılar, maaş aldılar“
-“TEKEL işçilerine önerdiğimiz parayla çalışacak sokakta dolaşan milyonlarca
insan var.”
-”Bizim kabahatimiz TEKEL işçilerine gösterdiğimiz merhamettir”
-”İki yıldır boşu boşuna oturarak para alıyorlar.”.
-”Bizde para bol ama TEKEL işçisi hakkına razı olacak.”
-“Bizi TEKEL işçisi değil, milletimiz iktidar yaptı.”
-„Bu eylemlere şeytan karıştı, bölücüler karıştı!“
Bu korkunç sözler, bu kadar basit bir şekilde ağızlardan dökülebiliyor.
Kimlerin ağzından? Başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’nin ilgili bakanlarının... Yok sorun “ağızlarından çıkan sözleri kulakları duymuyor” sorunu değil. Bilerek dillendirilmiş bilinçli sözler bunlar...
Bugün TEKEL işçilerinin içinde bulundukları süreç 2008 Şubat’ında TEKEL’in sigara bölümünün 17 dakika süren bir ihale ile British American Tobacco (BAT) şirketine devredilmesi ile başladı. Tasfiyenin ilk adımı TEKEL’in tütün kısmının özelleştirilmesi ile atıldı. Şimdi sıra ikinci adımda.
İkinci adım: Özelleştirme kapsamında işine son verilen TEKEL işçilerini 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 4-C maddesi kapsamında tanımlamak. Bu etap da geçilirse geriye tek hamle kalıyor, 4-C’li TEKEL işçilerini senelik sözleşmeleri yinelememek suretiyle peyderpey işsizler ordusuna havale etmek. AKP hükümeti TEKEL işçilerini 4-C kapsamında tutmaya çalışıyor. TEKEL işçileri çocuklarına yarın da ekmek götürebilmeyi güvence altına alabilmek için meydanlara çıkıyor. Aileleri ile birlikte 40 bine yakın insanı yakından ilgilendiren bir süreç. Ancak bunun da ötesinde Türkiye’de AKP iktidarının 7 yıldan beri uyguladığı politikaların bir sonucu. Üretim ve istihdam odaklı büyüme politikasını göz ardı ederek “babalar gibi satma” yı ön plana çekerek, ülke mirasını har vurup harman savurmanın doğal sonuçlarından yalnızca biri.
TEKEL işçilerinin direnişine ülke çapında verilen destek ve dayanışma arttıkça hükümet öfkelenip saldırganlaşıyor. Çünkü TEKEL işçileri ile benzer konumda olan başkaları da var. Çünkü hükümetin son dönemde kamu alanında yoğun biçimde sendikal haklardan yoksun düşük ücretli işçi çalıştırma kararı ve özellikle de taşeron işçilik kullanmaları ile sayıları giderek artıyor. Bunun en somut örneklerini geçen ay İtfaiye gibi kamusal alanın hayati bir işkolunda yaşadık. Belediyeler itfaiye erlerini taşeron işçisi statüsüne taşıdı ve bu işçiler tıpkı temizlik işçileri gibi her yıl bir taşerondan diğer taşerona devrediliyor.
Devlet okullarında vekil öğretmenler de taşeron firmaların kadroları üzerinden istihdam ediliyor. Devlet hastanelerinde pek çok çalışan, alt işveren konumunda olan temizlik güvenlik şirketlerinin kadrolarında istihdam ediliyor. Ancak aslında onlar bu hastanelerin idari kadrolarında hizmet veriyorlar. Üstelik de bunlar yıllık sözleşmelerle istihdam edilip sendikalılık, yıllık ücretli izin, kıdem, ihbar gibi haklardan yoksun çalıştırılıyorlar.
Tuzla gemi işçileri, demiryolu çalışanları, Kent-Aş işçileri... Durumları hep aynı...PTT’nin (Posta Telgraf Telefon) ‘telefon’ kısmı, Türk-Telekom adıyla ayrı bir firma olarak teşkilatlandırıldıktan sonra 2005 yılında özelleştirildi. Firma özelleştirme öncesinde örgütlü olan Haber-İş sendikasını güçsüzleştirmek için çağrı merkezi hizmetini yüzde yüz kendi sermayesi ile kurduğu Assistt AŞ’de taşeronlaştırdı. Buna karşı çıkanlar sudan bahanelerle işten çıkartıldı...
Önümüzdeki dönem de farklı olmayacak. Küresel ekonominin emekçiler üzerindeki sömürüsü düzene uygun şekilde artarken AKP’nin uygulaması asla farklı olmayacak. Bütçedeki cari açığın büyümesi zaten zor koşullarda yaşayan işçi, memur, emekli, köylü, işsiz, öğrenci ve küçük esnafın hayatlarının daha da çalınacağını açıkca gösteriyor.
İZMİT’TE 2 BİN KİŞİ AKP İL BİNASINA YÜRÜDÜ
Tekel işçilerine destek amacıyla Gölcük Tersanesi’nde çalışan yaklaşık 3 bin işçinin saat 12.00’de yemekhanelere girmeyip ilçe merkezinde toplanmalarının ardından, saat 13.00’de de İzmit’te yaklaşık 2 bin kişi AKP Kocaeli İl binasına yürüdü. Kent içindeki Yürüyüş Yolu boyunca esnaftan da destek alan yaklaşık 2 bin kişilik grup “Tekel işçisi direnişin simgesi”, “Ya hep beraber, ya hiç birimiz”, “AKP’ye merhamet etmeyeceğiz” “AKP 4-C’yi al başına çal” şeklinde slogan attı.
SAMSUN’DA İŞÇİLER BAŞBAKANIN KUKLASINI YAKTI
SAMSUN’da Tekel işçilerine destek için miting düzenleyen sivil toplum kuruluşları Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak hükümeti protesto etti. Yaklaşık 600 kişilik grup, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerinde “Memurların, işçilerin çığlık sesleri AKP’yi karartacak” yazılı kuklasını benzip döküp yaktı.
Tekel işçileriyle dayanışma amacıyla sendikaların aldığı bir günlük “Çalışmama Hakkını Kullanma” eylemi, Samsun’da gerçekleştirildi. Tekel işçilerine destek veren Türk-İş, Kesk, Tabipler Odası başta olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşları, iş bırakıp, Cumhuriyet Meydanı’nda toplandı. Yaklaşık 600 kişilik grup ellerinde “AKP’yi istemiyoruz”, “Genel grev genel direniş”, “AKP elini ekmeğimizden çek”, “Yan gelip yatmadık, Vatanı satmadık”, “İşçi düşmanı milyarder Tayyip” gibi döviz ve pankartlar taşıdı. “AKP halka hesap verecek”, “Susma susdukça sıra sana gelecek”, “Tekel işçisi direnişin simgesi” gibi sloganlar atan grup, hükümeti protesto etti.
ANTALYA´DAN TEKEL İŞÇİSİNE DESTEK
Sendikaların aldığı karar doğrultusunda Antalya´da eylem yapan yaklaşık 2 bin kişi, hükümeti eleştiri yağmuruna tuttu. Öğle saatlerinde Kazım Özalp Caddesi üzerinde toplanan kalabalık, kısa yürüyüşün ardından Kışlahan Mayanı´nda açıklama yaptı. Tekel işçileriyle dayanışma amacıyla sendikaların aldığı bir günlük `çalışmama hakkını kullanma’ eylemi, Antalya´da da uygulandı. Greve katılan işçi ve memurlar öğle saatlerinde eyleme geçti. Kazım Özalp Caddesi üzerinde toplanan yaklaşık 2 bin kişi, sivil toplum örgütlerinin destek verdiği eylemde halaylar ve sloganlarla Tekel işçisine destek verdi. Protestocular, kısa bir yürüyüşün ardından Kışlayan meydanında basın açıklaması yaptı.
Sendikalar adına basın açıklaması yapan TÜRK-İŞ Antalya İl Temsilcisi Mehmet Ustali, 50 gündür devam eden Tekel işçilerinin mücadelesinin artık sadece tütün işçilerinin mücadelesi olma özelliğini aşarak tüm çalışanların mücadelesi haline geldiğini söyledi. “Tekel işçileri yaşamanı emeği ile sürdüren onurlu kitlelerin vicdanı, onuru ve gözbebeği olmuştur.
İLGİNÇ PANKARTLAR
Davul, zurna eşliğinde halaylar çeken eylemcilerin açtıkları pankartlar da dikkat çekti. Bir ağacın tepesine asılan pankartta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ´Peşin satan´ olarak karikatürize edildi. Tekel markalı bir sigara paketi ´2010 direniş devam ediyor´ şeklinde değiştirilirken, paketin altında yer alan uyarı ´Emperyalizm öldürür´ olarak yazıldı.
Eylemciler dağılırken DİSK Genel-İş Sendikası´na bağlı bir grup “Oturmayan AKP´li olsun” sloganıyla tüm eylemcileri oturma eylemine çağırdı. Oturma eylemine destek verenler, “Başbakan Başbakan baksana, 4-C, 4-C alsana” şeklinde şarkı söylerek hükümeti protesto etti. Diğer ilginç pankartlar:
„Hani din kardeşiydik, niye siz villada biz sokaktayız?“, “Silkele Türk-İş düşecekler”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Tekel isçisi direnisin simgesi”, “Limanlar vatandır, Özelleştirmeye hayır”, “Taşeronlaşmaya itfaiyeden hayır”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni”, “İtfaiyede yatmadık vatandaşı satmadık”, “One minute Tayyip, Tekel isçisine reva gördüğün 4/C yasası çok ayıp, bir daha da Ankara’ya gelmem”, “Yanginda can kayiplari artacak, sorumluluk Kadir Topbaş’ın olacak”
TEKEL İŞÇİLERİNE TRAKYA’DAN DESTEK
Trakya’nın üç ilinde Tekel işçilerine destek vermek için sendikalar basın açıklaması yaptı. Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde eyleme destek vermek için işe gitmeyenler kurum yetkilileri tarafından saptandı. Türk- İş, Hak- İş, DİSK, Memur- Sen, Türkiye Kamu- Sen ve KESK’in, Tekel işçileriyle dayanışma amacıyla ‘çalışmama hakkını kullanma’ eylemine Edirne, Kırklareli, Tekirdağ’dan destek geldi. Edirne’deki Atatürk Anıtı önünde toplanan yaklaşık 400 kişi ellerindeki dövizlerle ‘Tekel işçisi direnişin simgesi’, ‘Zafer direnen emekçinin olacak’ sloganları attı. Daha sonra grup Saraçlar Caddesi’nde basın açıklaması yaptıktan sonra olaysız şekilde dağıldı. Kırklareli’nde Öğretmenevi önünde toplanan sendika üyesi yaklaşık 150 kişi sloganlar atarak Karahomur Caddesi üzerinden Dingiloğlu Parkı’na geldi.
İşçilere destek verdiklerini söyleyen grup, yapılan basın açıklamasından sonra olaysız dağıldı. Tekirdağ Şehirlararası Otobüs Terminali’nin önünde toplanan çeşitli sendikalara üye yaklaşık 300 kişi, 1 kilometre yürüyerek Tuğlalı Park’a geldi. Burada taşıdıkları dövizleri sallayan ve işçilere destek veren sloganlar atan grup yapılan basın açıklamasının ardından olaysız şekilde dağıldı.
VAN’DA BASIN AÇIKLAMASI VE OTURMA EYLEMİ
Van’da Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) TEKEL işçilerine destek amacıyla oturma eylemi yaparak basın açıklaması düzenledi. AKP iktidarının kamu emekçilerine yönelik kuşatmasının bitmesi gerektiğini söyleyen KESK Dönem Sözcüsü Ali Hikmet Uslu “AKP Hükümeti karlı fabrikaları kamu işletmelerini yok pahasına sermayeye aktarırken bu işletmeleri karlı hale getiren emekçileri yok sayıp sokağa atmaktadır. Bunun son somut örneği TEKEL işçilerinin durumudur” dedi.
Sanat Sokağı’ndaki oturma eylemi ve basın açıklamasına KESK Dönem Sözcüsü Ali Hikmet Uslu, Eğitim-Sen Van Şube Başkanı Lezgin Botan, KESK yöneticileri ile birlikte yaklaşık 100 kişi katıldı. Eyleme katılan göstericiler dövizler taşıyarak “Direne direne kazanacağız, TEKEL işçileri yalnız değildir” sloganları attı. Yapılan basın açıklamasının ardından kalabalık TEKEL işçilerine destek amacıyla 5 dakikalık oturma eylemi yaptı. Eylemciler daha sonra olaysız dağıldı.
BİTLİS’TE TEKEL İŞÇİLERİNE TAKSİCİ DESTEĞİ
Bitlis’te ise TEKEL işçilerine taksiciler destek verdi. Bir günlük grev yapan taksiciler işe çıkmayarak duraklarının camlarına astıkları dövizlerle hükümetin uygulamasını protesto etti. Taksici Reşat Kitapçı, “Bugün gelen hiç bir telefona cevap vermiyoruz. Bir günlük eylemle TEKEL işçilerine destek vereceğiz. İnşallah sorun en kısa sürede çözülür” dedi.
HAKKARİ’DE HALAYLI DESTEK
Hakkari’de de TEKEL işçilerine KESK’e bağlı sendikalara mensup işçiler sabah mesaisiyle birlikte işe gitmeyerek destek verdi. Bulvar Caddesi üzerinde bulunan KESK Şubeler Platformu binası önünde toplanan sendika üyeleri, kar yağışı altında ellerindeki Kürtçe ve Türkçe pankartlarla slogan atarak belediye binası önüne kadar yürüdü.
Belediye önündeki Sendikaların bir günlük iş bırakma grevine, BDP’li Hakkari Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, BDP Hakkari il Başkanı M. Sıddık Akış, ile bazı sivil toplum örgütü temsilcileri de destek verdi.
300’e yakın işçi ve memur, ellerindeki pankartlarla Kürtçe müzik eşliğinde kar altında halaylar çekerek, hükümetin TEKEL işçilerine yönelik tavrını protesto etti. Daha sonra yapılan basın açıklamasının ardıdan eylemciler olaysız bir şekilde dağıldı.
Bu arada, Tekgıda-İş Sendikasının üyesi olduğu Uluslararası Gıda, Tarım ve Turizm İşçileri Sendikası (IUF) ile başlattığı ‘’Tekel İşçilerine Destek Kampanyası’’nın uluslararası alanda duyulmasıyla dünyanın farklı noktalarındaki sendika ve kuruluşlardan destek mesajları gelmeye başladı.
Sendikaya şu ana kadar 93 ülkedeki sendika ve kuruluşlardan 2 bin 730 destek mesajı ulaştı.
Destek mesajlarının geldiği ülkeler, dünyanın dört bir yanına dağılıyor. Bu ülkeler arasında Almanya, Amerika, Arjantin, Arnavutluk, Benin, Bosna Hersek, Burunei Sultanlığı, Cezayir, Endonezya, Ermenistan, Fransa, Hindistan, Hong Kong, İran, Jamaika, Kore, Malezya, Meksika, Nijerya,
Nikaragua, Pakistan, Rusya, Ruanda, Suriye, Şili, Tayland, Venezuela, Yeni Zellanda ve Japonya bulunuyor.
TEKEL İŞÇİLERİNİ KIZDIRAN AÇIKLAMA
Bakan Şimşek: ‘Eğer bir hata varsa o da merhametli olmamızdan kaynaklanıyor.’ Devlet Bakanı Yazıcıoğlu ise, „Bu eylemlere şeytan karıştı, bölücüler karıştı!“ diyebildi. Oysa, TEKEL İşçileri eşine az rastlanır bir dayanışmayla „ülkenin birleştireni oldular“. Yurdun dört bir yanından gelen emekçiler Türk, Kürt, Çerkez, Laz… demeden el ele omuz omuza direniyorlar.
„Açılımların“ böldüğü milletimizin birleştireni oldular.
Türkiye’nin emekçileri „İş Açılımı“, „Aş Açılımı“ bekliyor. Samsunlusu da, Adıyamanlısı da, İzmirlisi de, Muşlusu da „ölmek var dönmek yok“ diye yollara düşüyor. Koluna girdiği arkadaşının Türk mü, yoksa Kürt mü olduğunu düşünmeden, iktidarın zulmüne başkaldırdı. Kimse kimseye dinini, mezhebini, türbanını, etnik kimliğini sormadı. Hak arama savaşımında emekçilerin birliği bölücülüğü alt etti.
Onlar sadece emekçi sınıfının haklarını savunmuyorlar, aynı zamanda da AKP hükümetinin insafsız politikalarına karşı Türkiye’nin savunulması savaşımı da veriyorlar.
-„Tüyü bitmemiş yetimin hakkını bunlara yedirmem“ (Başbakan)
-„Bunlar yıllardır yan gelip yattılar, maaş aldılar“
-“TEKEL işçilerine önerdiğimiz parayla çalışacak sokakta dolaşan milyonlarca
insan var.”
-”Bizim kabahatimiz TEKEL işçilerine gösterdiğimiz merhamettir”
-”İki yıldır boşu boşuna oturarak para alıyorlar.”.
-”Bizde para bol ama TEKEL işçisi hakkına razı olacak.”
-“Bizi TEKEL işçisi değil, milletimiz iktidar yaptı.”
-„Bu eylemlere şeytan karıştı, bölücüler karıştı!“
Bu korkunç sözler, bu kadar basit bir şekilde ağızlardan dökülebiliyor.
Kimlerin ağzından? Başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’nin ilgili bakanlarının... Yok sorun “ağızlarından çıkan sözleri kulakları duymuyor” sorunu değil. Bilerek dillendirilmiş bilinçli sözler bunlar...
Bugün TEKEL işçilerinin içinde bulundukları süreç 2008 Şubat’ında TEKEL’in sigara bölümünün 17 dakika süren bir ihale ile British American Tobacco (BAT) şirketine devredilmesi ile başladı. Tasfiyenin ilk adımı TEKEL’in tütün kısmının özelleştirilmesi ile atıldı. Şimdi sıra ikinci adımda.
İkinci adım: Özelleştirme kapsamında işine son verilen TEKEL işçilerini 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 4-C maddesi kapsamında tanımlamak. Bu etap da geçilirse geriye tek hamle kalıyor, 4-C’li TEKEL işçilerini senelik sözleşmeleri yinelememek suretiyle peyderpey işsizler ordusuna havale etmek. AKP hükümeti TEKEL işçilerini 4-C kapsamında tutmaya çalışıyor. TEKEL işçileri çocuklarına yarın da ekmek götürebilmeyi güvence altına alabilmek için meydanlara çıkıyor. Aileleri ile birlikte 40 bine yakın insanı yakından ilgilendiren bir süreç. Ancak bunun da ötesinde Türkiye’de AKP iktidarının 7 yıldan beri uyguladığı politikaların bir sonucu. Üretim ve istihdam odaklı büyüme politikasını göz ardı ederek “babalar gibi satma” yı ön plana çekerek, ülke mirasını har vurup harman savurmanın doğal sonuçlarından yalnızca biri.
TEKEL işçilerinin direnişine ülke çapında verilen destek ve dayanışma arttıkça hükümet öfkelenip saldırganlaşıyor. Çünkü TEKEL işçileri ile benzer konumda olan başkaları da var. Çünkü hükümetin son dönemde kamu alanında yoğun biçimde sendikal haklardan yoksun düşük ücretli işçi çalıştırma kararı ve özellikle de taşeron işçilik kullanmaları ile sayıları giderek artıyor. Bunun en somut örneklerini geçen ay İtfaiye gibi kamusal alanın hayati bir işkolunda yaşadık. Belediyeler itfaiye erlerini taşeron işçisi statüsüne taşıdı ve bu işçiler tıpkı temizlik işçileri gibi her yıl bir taşerondan diğer taşerona devrediliyor.
Devlet okullarında vekil öğretmenler de taşeron firmaların kadroları üzerinden istihdam ediliyor. Devlet hastanelerinde pek çok çalışan, alt işveren konumunda olan temizlik güvenlik şirketlerinin kadrolarında istihdam ediliyor. Ancak aslında onlar bu hastanelerin idari kadrolarında hizmet veriyorlar. Üstelik de bunlar yıllık sözleşmelerle istihdam edilip sendikalılık, yıllık ücretli izin, kıdem, ihbar gibi haklardan yoksun çalıştırılıyorlar.
Tuzla gemi işçileri, demiryolu çalışanları, Kent-Aş işçileri... Durumları hep aynı...PTT’nin (Posta Telgraf Telefon) ‘telefon’ kısmı, Türk-Telekom adıyla ayrı bir firma olarak teşkilatlandırıldıktan sonra 2005 yılında özelleştirildi. Firma özelleştirme öncesinde örgütlü olan Haber-İş sendikasını güçsüzleştirmek için çağrı merkezi hizmetini yüzde yüz kendi sermayesi ile kurduğu Assistt AŞ’de taşeronlaştırdı. Buna karşı çıkanlar sudan bahanelerle işten çıkartıldı...
Önümüzdeki dönem de farklı olmayacak. Küresel ekonominin emekçiler üzerindeki sömürüsü düzene uygun şekilde artarken AKP’nin uygulaması asla farklı olmayacak. Bütçedeki cari açığın büyümesi zaten zor koşullarda yaşayan işçi, memur, emekli, köylü, işsiz, öğrenci ve küçük esnafın hayatlarının daha da çalınacağını açıkca gösteriyor.
İZMİT’TE 2 BİN KİŞİ AKP İL BİNASINA YÜRÜDÜ
Tekel işçilerine destek amacıyla Gölcük Tersanesi’nde çalışan yaklaşık 3 bin işçinin saat 12.00’de yemekhanelere girmeyip ilçe merkezinde toplanmalarının ardından, saat 13.00’de de İzmit’te yaklaşık 2 bin kişi AKP Kocaeli İl binasına yürüdü. Kent içindeki Yürüyüş Yolu boyunca esnaftan da destek alan yaklaşık 2 bin kişilik grup “Tekel işçisi direnişin simgesi”, “Ya hep beraber, ya hiç birimiz”, “AKP’ye merhamet etmeyeceğiz” “AKP 4-C’yi al başına çal” şeklinde slogan attı.
SAMSUN’DA İŞÇİLER BAŞBAKANIN KUKLASINI YAKTI
SAMSUN’da Tekel işçilerine destek için miting düzenleyen sivil toplum kuruluşları Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak hükümeti protesto etti. Yaklaşık 600 kişilik grup, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerinde “Memurların, işçilerin çığlık sesleri AKP’yi karartacak” yazılı kuklasını benzip döküp yaktı.
Tekel işçileriyle dayanışma amacıyla sendikaların aldığı bir günlük “Çalışmama Hakkını Kullanma” eylemi, Samsun’da gerçekleştirildi. Tekel işçilerine destek veren Türk-İş, Kesk, Tabipler Odası başta olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşları, iş bırakıp, Cumhuriyet Meydanı’nda toplandı. Yaklaşık 600 kişilik grup ellerinde “AKP’yi istemiyoruz”, “Genel grev genel direniş”, “AKP elini ekmeğimizden çek”, “Yan gelip yatmadık, Vatanı satmadık”, “İşçi düşmanı milyarder Tayyip” gibi döviz ve pankartlar taşıdı. “AKP halka hesap verecek”, “Susma susdukça sıra sana gelecek”, “Tekel işçisi direnişin simgesi” gibi sloganlar atan grup, hükümeti protesto etti.
ANTALYA´DAN TEKEL İŞÇİSİNE DESTEK
Sendikaların aldığı karar doğrultusunda Antalya´da eylem yapan yaklaşık 2 bin kişi, hükümeti eleştiri yağmuruna tuttu. Öğle saatlerinde Kazım Özalp Caddesi üzerinde toplanan kalabalık, kısa yürüyüşün ardından Kışlahan Mayanı´nda açıklama yaptı. Tekel işçileriyle dayanışma amacıyla sendikaların aldığı bir günlük `çalışmama hakkını kullanma’ eylemi, Antalya´da da uygulandı. Greve katılan işçi ve memurlar öğle saatlerinde eyleme geçti. Kazım Özalp Caddesi üzerinde toplanan yaklaşık 2 bin kişi, sivil toplum örgütlerinin destek verdiği eylemde halaylar ve sloganlarla Tekel işçisine destek verdi. Protestocular, kısa bir yürüyüşün ardından Kışlayan meydanında basın açıklaması yaptı.
Sendikalar adına basın açıklaması yapan TÜRK-İŞ Antalya İl Temsilcisi Mehmet Ustali, 50 gündür devam eden Tekel işçilerinin mücadelesinin artık sadece tütün işçilerinin mücadelesi olma özelliğini aşarak tüm çalışanların mücadelesi haline geldiğini söyledi. “Tekel işçileri yaşamanı emeği ile sürdüren onurlu kitlelerin vicdanı, onuru ve gözbebeği olmuştur.
İLGİNÇ PANKARTLAR
Davul, zurna eşliğinde halaylar çeken eylemcilerin açtıkları pankartlar da dikkat çekti. Bir ağacın tepesine asılan pankartta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ´Peşin satan´ olarak karikatürize edildi. Tekel markalı bir sigara paketi ´2010 direniş devam ediyor´ şeklinde değiştirilirken, paketin altında yer alan uyarı ´Emperyalizm öldürür´ olarak yazıldı.
Eylemciler dağılırken DİSK Genel-İş Sendikası´na bağlı bir grup “Oturmayan AKP´li olsun” sloganıyla tüm eylemcileri oturma eylemine çağırdı. Oturma eylemine destek verenler, “Başbakan Başbakan baksana, 4-C, 4-C alsana” şeklinde şarkı söylerek hükümeti protesto etti. Diğer ilginç pankartlar:
„Hani din kardeşiydik, niye siz villada biz sokaktayız?“, “Silkele Türk-İş düşecekler”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Tekel isçisi direnisin simgesi”, “Limanlar vatandır, Özelleştirmeye hayır”, “Taşeronlaşmaya itfaiyeden hayır”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni”, “İtfaiyede yatmadık vatandaşı satmadık”, “One minute Tayyip, Tekel isçisine reva gördüğün 4/C yasası çok ayıp, bir daha da Ankara’ya gelmem”, “Yanginda can kayiplari artacak, sorumluluk Kadir Topbaş’ın olacak”
TEKEL İŞÇİLERİNE TRAKYA’DAN DESTEK
Trakya’nın üç ilinde Tekel işçilerine destek vermek için sendikalar basın açıklaması yaptı. Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde eyleme destek vermek için işe gitmeyenler kurum yetkilileri tarafından saptandı. Türk- İş, Hak- İş, DİSK, Memur- Sen, Türkiye Kamu- Sen ve KESK’in, Tekel işçileriyle dayanışma amacıyla ‘çalışmama hakkını kullanma’ eylemine Edirne, Kırklareli, Tekirdağ’dan destek geldi. Edirne’deki Atatürk Anıtı önünde toplanan yaklaşık 400 kişi ellerindeki dövizlerle ‘Tekel işçisi direnişin simgesi’, ‘Zafer direnen emekçinin olacak’ sloganları attı. Daha sonra grup Saraçlar Caddesi’nde basın açıklaması yaptıktan sonra olaysız şekilde dağıldı. Kırklareli’nde Öğretmenevi önünde toplanan sendika üyesi yaklaşık 150 kişi sloganlar atarak Karahomur Caddesi üzerinden Dingiloğlu Parkı’na geldi.
İşçilere destek verdiklerini söyleyen grup, yapılan basın açıklamasından sonra olaysız dağıldı. Tekirdağ Şehirlararası Otobüs Terminali’nin önünde toplanan çeşitli sendikalara üye yaklaşık 300 kişi, 1 kilometre yürüyerek Tuğlalı Park’a geldi. Burada taşıdıkları dövizleri sallayan ve işçilere destek veren sloganlar atan grup yapılan basın açıklamasının ardından olaysız şekilde dağıldı.
VAN’DA BASIN AÇIKLAMASI VE OTURMA EYLEMİ
Van’da Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) TEKEL işçilerine destek amacıyla oturma eylemi yaparak basın açıklaması düzenledi. AKP iktidarının kamu emekçilerine yönelik kuşatmasının bitmesi gerektiğini söyleyen KESK Dönem Sözcüsü Ali Hikmet Uslu “AKP Hükümeti karlı fabrikaları kamu işletmelerini yok pahasına sermayeye aktarırken bu işletmeleri karlı hale getiren emekçileri yok sayıp sokağa atmaktadır. Bunun son somut örneği TEKEL işçilerinin durumudur” dedi.
Sanat Sokağı’ndaki oturma eylemi ve basın açıklamasına KESK Dönem Sözcüsü Ali Hikmet Uslu, Eğitim-Sen Van Şube Başkanı Lezgin Botan, KESK yöneticileri ile birlikte yaklaşık 100 kişi katıldı. Eyleme katılan göstericiler dövizler taşıyarak “Direne direne kazanacağız, TEKEL işçileri yalnız değildir” sloganları attı. Yapılan basın açıklamasının ardından kalabalık TEKEL işçilerine destek amacıyla 5 dakikalık oturma eylemi yaptı. Eylemciler daha sonra olaysız dağıldı.
BİTLİS’TE TEKEL İŞÇİLERİNE TAKSİCİ DESTEĞİ
Bitlis’te ise TEKEL işçilerine taksiciler destek verdi. Bir günlük grev yapan taksiciler işe çıkmayarak duraklarının camlarına astıkları dövizlerle hükümetin uygulamasını protesto etti. Taksici Reşat Kitapçı, “Bugün gelen hiç bir telefona cevap vermiyoruz. Bir günlük eylemle TEKEL işçilerine destek vereceğiz. İnşallah sorun en kısa sürede çözülür” dedi.
HAKKARİ’DE HALAYLI DESTEK
Hakkari’de de TEKEL işçilerine KESK’e bağlı sendikalara mensup işçiler sabah mesaisiyle birlikte işe gitmeyerek destek verdi. Bulvar Caddesi üzerinde bulunan KESK Şubeler Platformu binası önünde toplanan sendika üyeleri, kar yağışı altında ellerindeki Kürtçe ve Türkçe pankartlarla slogan atarak belediye binası önüne kadar yürüdü.
Belediye önündeki Sendikaların bir günlük iş bırakma grevine, BDP’li Hakkari Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, BDP Hakkari il Başkanı M. Sıddık Akış, ile bazı sivil toplum örgütü temsilcileri de destek verdi.
300’e yakın işçi ve memur, ellerindeki pankartlarla Kürtçe müzik eşliğinde kar altında halaylar çekerek, hükümetin TEKEL işçilerine yönelik tavrını protesto etti. Daha sonra yapılan basın açıklamasının ardıdan eylemciler olaysız bir şekilde dağıldı.
Bu arada, Tekgıda-İş Sendikasının üyesi olduğu Uluslararası Gıda, Tarım ve Turizm İşçileri Sendikası (IUF) ile başlattığı ‘’Tekel İşçilerine Destek Kampanyası’’nın uluslararası alanda duyulmasıyla dünyanın farklı noktalarındaki sendika ve kuruluşlardan destek mesajları gelmeye başladı.
Sendikaya şu ana kadar 93 ülkedeki sendika ve kuruluşlardan 2 bin 730 destek mesajı ulaştı.
Destek mesajlarının geldiği ülkeler, dünyanın dört bir yanına dağılıyor. Bu ülkeler arasında Almanya, Amerika, Arjantin, Arnavutluk, Benin, Bosna Hersek, Burunei Sultanlığı, Cezayir, Endonezya, Ermenistan, Fransa, Hindistan, Hong Kong, İran, Jamaika, Kore, Malezya, Meksika, Nijerya,
Nikaragua, Pakistan, Rusya, Ruanda, Suriye, Şili, Tayland, Venezuela, Yeni Zellanda ve Japonya bulunuyor.
TEKEL İŞÇİLERİNİ KIZDIRAN AÇIKLAMA
Bakan Şimşek: ‘Eğer bir hata varsa o da merhametli olmamızdan kaynaklanıyor.’ Devlet Bakanı Yazıcıoğlu ise, „Bu eylemlere şeytan karıştı, bölücüler karıştı!“ diyebildi. Oysa, TEKEL İşçileri eşine az rastlanır bir dayanışmayla „ülkenin birleştireni oldular“. Yurdun dört bir yanından gelen emekçiler Türk, Kürt, Çerkez, Laz… demeden el ele omuz omuza direniyorlar.
„Açılımların“ böldüğü milletimizin birleştireni oldular.
Türkiye’nin emekçileri „İş Açılımı“, „Aş Açılımı“ bekliyor. Samsunlusu da, Adıyamanlısı da, İzmirlisi de, Muşlusu da „ölmek var dönmek yok“ diye yollara düşüyor. Koluna girdiği arkadaşının Türk mü, yoksa Kürt mü olduğunu düşünmeden, iktidarın zulmüne başkaldırdı. Kimse kimseye dinini, mezhebini, türbanını, etnik kimliğini sormadı. Hak arama savaşımında emekçilerin birliği bölücülüğü alt etti.
Onlar sadece emekçi sınıfının haklarını savunmuyorlar, aynı zamanda da AKP hükümetinin insafsız politikalarına karşı Türkiye’nin savunulması savaşımı da veriyorlar.