MAKALE - ANADİLİ

Ana dili, basit anlamı ile anneden öğrenilen dildir. Ancak, bu kelime ile genelde ikinci bir dil öğrenme durumunda ya da farklı dillerin konuşulduğu toplumlarda yaşarken karşılaşırız. Yurt dışında yaşayanlar için ise ana dili kelimesinin anlamı ve önemi, anavatanımızda yaşayanlardan farklıdır.

Doğduğu ülkede yaşayanlar, ana dilini doğru ve eksiksiz olarak öğrenme ve kendilerini en iyi şekilde ifade etme şansına sahipken, yurt dışında yaşayanların bu konuda olanakları son derece sınırlıdır. Oysa ana diline en çok gereksinimi olanlar ülkesinin dışında yaşayanlardır.

Bu insanların bulundukları ülkede günlük yaşantılarını sürdürebilmeleri, işyerlerinde görevlerini yerine getirebilmeleri, o ülkenin dilini öğrenme düzeylerine bağlıdır. Yani birey yaşadığı ülkenin diline hangi düzeyde hakim ise genel olarak iş ve günlük yaşamında da aynı düzeyde rahattır. Ancak bireyin ana dilinden farklı bir dili öğrenmesi de ana dilindeki bilgi düzeyine bağlıdır. Çünkü öğrenilneye çalışılan dil ile ana dili arasında bağlantı kurulaması zorunludur.

Bu gerçekleşmezse öğrenilen kelimelerin algılanması ve kelimelerin doğru yerlere yerleştirilip, o dilin akıcı bir şekilde kullanılması oldukça zordur. Bir nesneyi ifade eden kelimenin öğrenilebilmesi, o nesnenin görünüşü ve diğer özellikleri ile algılanabilmesine bağlıdır. Özellikle soyut kelimelerin resimlenmeleri ve örneklenmeleri kolay olmadığından bu tür kelime ve kavramlar, eğer ana dilinde iyi bilinmiyorsa öğrenilen dilde öğrenilmesi ve algılanması oldukça zordur.

Ayrıca tolplumun kültürünü yaşatan ve kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan dildir. Bu bağlamda, özellikle yurt dışında yaşayanların ana dilleri ile bağlarının zayıflaması, doğrudan kültürleri ile bağlarının zayıflaması anlamına gelir. Bu bağ tamamen koptuğunda ise artık o toplum asimile olmuştur ve o toplumun kültürü için artık yapılabilecek hiçbir şey kalmamıştır.

Kültürün iletişim aracı olan dil ortadan kalkınca, o toplumu oluşturan bireyler başka toplumlara ait hale gelirler. Kültürü ise ya diğer toplumlar tarafından yağmalanır ya da unutulup tarihin derinliklerinde kaybolup gider.
Bütün bu nedenleri düşündüğümüzde, yurt dışında yaşayan Türk toplumunun bir parçasını oluşturan bireyler olarak, korumamız gereken en değerli varlığımızın ana dilimiz olduğu açıktır. Her ana babanın öncelikli görevi, çocuklarının ana dilini olanaklar ölçüsünde en iyi düzeyde öğrenmesini sağlamaktır.

Çünkü kültürümüzü koruyarak yurt dışında varlığımızı sürdürmenin başka yolu yoktur.

Şakir Güler